Popüler Yayınlar

2 Eylül 2011 Cuma

DEĞERLİ DOSTLAR ARKADAŞLAR (DOST KALMASINI BİLENLER) 2011 RAMAZAN AYINI VE BAYRAMINI BİTİRDİK

                           Siz dost ve arkadaşlarıma tekrar yazıyorum.
Sevgili arkadaşlarım ve dost kalan değerli misafirler nasılsınız eh dünya hali yuvaranıp gidiyoruz.
                           Allah sağlık ve huzur versinde diğerleri yavaş yavaş olur esenlikle kalın sağlıcakla kalın hoşçakalın dostça kalın sizleri muhabbetle kucaklıyorum.     
                            2011 İbradı üzün festivali üzüm bayramı İbradı olacakmı olmayacakmı yapılacakmı yapılmayacakmı Belediyeden bir açıklama bekliyoruz olmadı kaymakamlıktan İbradıda üzümde yok diyeceksiniz ama Gönül ne kahve  ister ne kahvehane gönül sohbet ister kahvebahane anlayan anladı değilmi ?
                             Mehmet UZUN

13 Kasım 2010 Cumartesi

DEĞİRMENİME BEKLERİM KONYA ADLİYESİ SON DURAK (GELDİK MEMURİYETİN SONUNA ESKİ ARKADAŞLARA ELVEDA) YENİ ARKADAŞLARA MERHABA

BİR KOŞTURMADIR GİDİYOR ÖMÜRLER MEDAŞ BAŞLADI MEMURLUĞA YOLCULUK
KONYA ADLİYESİ İLE SONA ERİYOR DOSTLAR
İŞTE MEHMET UZUN 1959 İBRADI SELAM VE SEVGİLER
UZUN BİR SÜREDİR YAZMIYORDUM AMA GENE YAZACAĞIM SİZLERE PAYLAŞACAĞIM BİR ÇOK ŞEYLERİ.
2008 2009 2010 YILLAR ÇABUK VE HIZLA GEÇİYOR İNSANLAR DEĞİŞİYOR
ZAMAN SU GİBİ GEÇERKEN İNSANLARI OLUMLU OLUMSUZ DEĞİŞTİRİYOR.
EVET EVET BİNDİK BİR ALAMETE GİDİYORUZ SALAMETE DERKEN VAKİT DOLDU ERKEN.
DÜNYA DÜNYA YALAN DÜNYA AMA ADI DÜNYA YA SENDE GEL BİRAZDA DÜNYAYA BİRAZDA SEN DÖN DÖN DUR.
ÖYLE BİR AÇMAZKİ SANIRSINKİ HER ŞEY TEKERRÜRDEN İBARET AMA BU GÜN BENDE, YARIN SENDE, BÖYLE DEVAM EDİP GİDİYOR DÜNYA.
HERŞEY BOŞ, HERŞEY YALAN, ASIL GERÇEK: KUPBEDE KALAN HOŞ BİR SEDA ,
YOLUN SONU GÖZÜKÜYOR, TEK GERÇEK ÖLÜM ,YALANI DOLANI YOK .

17 Ekim 2010 Pazar

30 Eylül 2010 Perşembe

SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ ( İBRADI İBRADILI İBRADININ AYDINKENT ( BAŞLAR ORMANA UNULLA MAŞATLI ÇUKURVERAN DÜZLEN ) SİTENİZ BURDA


Antalyanın İbradı İlçesi Tanıtımı
Antalyanın İbradı İlçesi Tanıtımı
İbradi, Antalya iline bağlı ilçedir

Tarihi
Psidya sınırları içinde yer alan İbradı'nın kuruluş tarihi tam olarak bilinmiyor Ancak, İbradı ve çevresinde bulunan kalıntılardan Roma devrine uzandığı tahmin ediliyor Örneğin, İbradı'ya 2 km mesafede kurulu Ormana Belediyesi ile 7 km mesafedeki Ürünlü Köyü' nün arasında helenistik dönem Erymna Antik Kenti'nin kalıntıları mevcuttur Kentin nekropolü ise Ormana'yı çevreleyen kayalık sırtlardır

Yine Ormana'ya 11 km uzaklıkta Çukurviran Köyü çevresinde Helenistik dönemlere ait kalıntılar görülmektedir İbradı kervan yolunun Kesikbel mevkiinde bulunan Selçuklu Kervansarayı'ndan geriye sadece temel taşları kalmıştır Evliya Çelebi, ünlü Seyahatname'sinde ibradı'nın 17 Asırda oldukça mamur ve mühim bir belde olduğunu yazar

Coğrafyası
İlçe doğusunda Beratlı, Trabeza, Kurkur, Çuvallı, Aktepe; batısında Melik, Toka, Geçkar ve Çeçkar, Uluçukur Kesik; kuzeyinde Zimbit, Obet, Gaydan, Uluçukur, Akpınar, Lök, Pınarcık, Enerli; güneyinde Katara, Karadağ, Akıncı, Kurtgediği dağları ile çevrilmiştir Gembos ve Gemboğazı ovası İbradı'nın kuzeyinde Dereköy ile Göynem ve İbradı arasındadır Rakamı 1300 metredir Dağlardan inen sularla dolar göl halini alır En kuzey ucu Taşköprü, en güney ucun da Başpayam İbradı belidir Ortası, Ortapayam ve Erilikli adıyla anılır Kapladığı arazi aynı bir bademi andırır Bu ovanın genişliği 2 km uzunluğu 15 km'dir Bir diğer ova olan Eynif Ovası Toka, Karadağ ve Cimriği Dağları arasındadır Genişliği Gembos'a yakındır Üzümcü Ovası ise Başlar Köyü yakınında olup, İbradı'nın Çukurviran Mahallesi yanındadır Ekim ve meraya elverişli bir sahadır Bu üç ovadan ilçede başka küçük çapta ovalar bulunmaktadır

Ancak İbradı'nın kendisi bir yayladır Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın İbradı'yı yazlık konaklama yeri olarak kullandığı söylenir Denizden yüksekliği 950 metre olan İbradı'de yaz aylarında ortalama sıcaklık gündüz 30 derece gece ise 10 derecedir Nem ise yok denecek kadar az olduğu için insan vücudunda terleme olmaz

Yöre halkından özellikle hayvancılıktan geçimini temin edenler ise 1200-1500 metre yüksekliğindeki ardıç, sedir ve çam ormanlarıyla kaplı Sütleğen, Söbüce, Sülek, Elmaağacı yaylarına çıkmakta, buraların doğa güzelliğinin yanısıra serin havası ve soğuk kaynak suları ile insanların ilgisini çekmektedir Çadırlı olarak kamp yapmak için ideal yerler, İbradı - Beyşehir yolu üzerindeki yaylalardır

Bodamya'dan başlayarak Gümüşdamla'da (Zilan) İbradı konağı adındaki yerde çıkan pınarlardan meydana gelen ve Üzümdere önünden geçtikten sonra Unulla (Ürünlü) ile Menerye arasından geçerek, Manavgat'a inen Manavgat Çayı bölgenin en büyük ırmağıdır Bu ırmak üzerinde Üzümdere Köyü civarında Gavuryolu denilen yerde başka bir pınar suyunu alarak İbradı Değirmeni yanında epeyce çoğalmış olur Irmak kenarında zeytin, incir gibi iklime has bitkiler yetişmektedir ve özellikle turistlerin ilgisini çeken Alabalık bulunmaktadır

İlçede ayrıca turistik yönden önemli yere sahip olan Altınbeşik - Düdensuyu Mağarası vardır

Nüfusu
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 10826'dir Bunun 6991'si ilçe merkezinde, 3835'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır

Yıllara göre ilçe nüfus verileri
Yıllar Merkez Köyler Toplam
2007
2000 6991 3835 10826
1997
1990 4215 3837 8052
1985

Ekonomisi
İlçenin dağlık bir bölgede bulunuşu hayvancılık faaliyetlerini geliştirmiştir En çok beslenen hayvan kıl keçisidir Tarımsal faaliyetlerde pazara dönük bir üretim yapılmamaktadır Tahıl ve meyvecilik başlıca yer tutmaktadır Yüksek kesimlerdeki ormanlardan kesim ve dikim işçiliği yapılmaktadır

Turizm
İlçede turizm açısından değer taşıyan en önemli varlık 1994 yılında çevresindeki alanla birlikte milli park ilan edilen Altınbeşik Mağarası'dır Henüz Turizme açılmamış olan mağara bu haliyle bile yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir

İlçede Roma devrini ait olduğu tahmin edilen tarihi kalıntılarda bulunmaktadır Ormana Beldesi Ürünlü Köyü arasında Roma dönemi Erimna Antik Kenti ile Çukurviran Mahallesi civarındaki kalıntılardan söz edilebilir

İlçenin dağlık coğrafyası kendisine özgü doğal bir turizm potansiyeli oluşturmakta, özellikle safari turları ve günü birlik geziler için uygun bulunmaktadır Yine İbradı Merkezi'nde 7 adet tarihi konak koruma altına alınarak turizme kazandırılmıştır

İbradı Antik Melas Irmağının çıkışına yakın dağlık kısımdadır Vaktiyle Psidya sınırları buraya kadar uzanırdı Psidya hudutları içinde olan Erimna şehrin meydana getirdiği Ormana Beldesi ile Unulla (Ürünlü) Köyü arasındaki küçük bir tepe üzerinde bazı burç ve sarnıç harabeleri ile çeşitli taşlara rastlanmaktadır İbradı'nın Çukurviran Soğukoluk ve Kayadibi mevkiilerinde Yunan Kadim devrine ait taş ve yapılara rastlanmaktadır Eynif ve Kesik Beli yolu üzerinde Bahadır Oluğu Pınarı bir Selçuklu eseridir Yine bu çevrede Tolhan canlılığını korumaktadır İlçede 7 adet eski konak (ev) bir adet cami, bir mezarlık, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarındandır İbradı Mezarlığı Arkeolojik sit alanı kapsamında, Çukurviran Mahallesi'ndeki anıt mezar, İbradı'daki asırlık Arabastı Kestanesi ağacı da korunması gereken kültür ve tabiat varlıklarındandır

29 Eylül 2010 Çarşamba

DEĞERLİ DOSTLARIM UZUN BİR ARADAN SONRA TEKRAR BERABERİZ




SİZ DEĞERLİ DOSTLARIM ARKADAŞLARIM UZUN BİR ARADAN SONRA TEKRAR
BERABERLİĞİMİZİ PAYLAŞA BİLMEK NE KADAR MUTLULUK VERİCİ BİR OLAY
DEĞERLİ DOSTLARIM HERBİRİMİZ SONBAHARDA KALMIŞ BİR YAPRAK GİBİ
DAĞILDIK AMA TEKRAR KÖK ATIP YEŞERMEYE ÇALIŞIYORUZ
SİZ KONYALI ARKADAŞLARIM SİZ ANTALYALI HEMŞERİLERİM DEĞERLİ DOSLARIM
TEKRAR GÖRÜŞMEK ÜZERE HEPİNİZE SAĞLIM MUTLULUK VE YORUMLARINIZI SİTEME
YAZMANIZI BEKLİYORUM

2 Eylül 2010 Perşembe

mehmet uzun selma uzun kebire uzun







konya mehmet uzun selma uzun kebire uzun

13 Kasım 2009 Cuma

MUTLAKA TÜKETMENİZ GEREKEN 15 BİTKİ

Mutlaka tüketmeniz gereken 15 bitki
Haber Tarihi: 10 Şubat 2009Kategori: SağlikYorum Sayısı: 0Okunma Sayısı: 4393Kalp krizi riskine, gribe, alerjiye iyi geliyor..
Bu bitkiler, kalp krizi riskine, enfeksiyonlara, gribe, alerjiye daha birçok hastalığa iyi geliyorlar. İşte 15 mucizevi bitki...
ADAÇAYI: Kalp krizi riskini azaltır. Aşırı terlemeye neden olan hastalıkları giderir. Kramp, omurilik rahatsızlığı, beze ve sinirsel titremelerde mucize etkileri vardır. Böcek sokmalarına karşı ısırılan bölgeye adaçayı yaptığını toz olarak uygulamanız önerilir.
CEVİZ: Damar koruyucu, ishal kesici, cildi temizleyici, siğil giderici, mantar hastalıklarında etkili, tümör engelleyici ve bağışıklık sistemini koruyucu özellikleri bulunmaktadır. Ceviz kanın pıhtılaşmasını önler, kan dolaşımını düzenler& Karaciğer için de çok faydalıdır.
IHLAMUR: Gribal enfeksiyonların yanı sıra güzellik ve ciltteki lekelere karşı da mucize etkileri vardır. Cilt lekeleri için iyice kaynatılıp, leke olan kısma sürülmesi öneriliyor. Bunun yanında strese karşı da ıhlamuru mutfağınızdan eksik etmeyin...
HİNDİBA: Safra kesesi ve karaciğer hastalıklarında mucizeler yaratır. Kronik karaciğer iltihaplanmalarına karşı tedavi edici özelliği vardır. Şeker hastalığına da iyi gelmektedir. Bunun yanı sıra deri kaşıntıları ve sivilcelere karşı da şaşırtıcı derecede etkilidir.
KARABAŞ OTU: Ağrıları dindirir, kalbe kuvvet verir& Özellikle sigara kullananlar için belirtelim, balgam sökücü özelliği vardır. Uyuşukluk gideren bu bitki zindelik kaynağıdır. Sara ve beyin hastalıklarının tedavisinde de kullanılır.
KEREVİZ: Huysuz ve asabi biri misiniz? Kereviz tüketin. Sakinleştirici özelliği var. Böbrek için çok yararlı, kanı temizliyor, kilo almayı önlüyor ve cinsel gücü artırıyor.
KUŞBURNU: Hangi vitamini ararsanız var. Grip ve soğuk algınlığı için bire bir. Kabızlık için de çare... Yorgunluk ve halsizlik için öneriliyor. Kan yapıcı ve tansiyon düzenleyici özelliği ile mutfaktan eksik edilmemeli.
MAYDANOZ: Bir tutam maydanoz vücudun günlük C vitamini ihtiyacının tamamını karşılıyor. Toksinleri vücuttan atıyor, kanı temizliyor, kansızlığa, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi geliyor...
MEYAN KÖKÜ: Balgam söktürücü özelliği olan bu bitki mide ülseri tedavisinde kullanılır. Böbreküstü bezlerini çalıştırdığı gibi kramp girmelerinde de çözücü etkisi vardır. Ayrıca iyi bir kabızlık gidericidir.
NAR: Narda bol miktarda antioksidan, C vitamini, demir ve potasyum var. Bir bardak nar suyunun antioksidan özelliği, iki kadeh kırmızı şarap ve 10 bardak yeşil çay ile aynı seviyede. Üstelik, bu özellikleri sayesinde kalbi ilaç gibi koruyor.
SEMİZ OTU: Uzmanlar, Parkinson tedavisinde hastalarına mutlaka semiz otu salatası yemelerini öneriyor. Zihin yorgunluğu, sinirlilik ve uykusuzluğa iyi gelir. Kanı temizleyici özelliği vardır...
PELİN OTU: Mideniz ile sorun yaşıyorsanız, gastrit derdiniz varsa pelin otu birebir... Bu bitki sindirim zor besinlerin hazmını kolaylaştırıyor. Tonik etkisiyle de kan dolaşımını artırarak, vücuda zindelik veriyor. Bir önemli özelliği ise vücuda sürüldüğünde haşereleri uzaklaştırması...
SOĞAN: Mümkün olduğu kadar çiğ tüketin. Zira çiğ tüketildiğinde mideyi güçlendirir, sindirim sistemini uyarır, idrarı arttırır. Grip, nezle, gırtlak iltihabı ve öksürüğü önleyici olarak kullanılır.
ZERDEÇAL: Zerdeçal en etkin ve en yaygın kullanılan antioksidanlardan biridir. üst solunum yolu enfeksiyonu, astım, bronşit ve sinüzit tedavisinde kullanılır. Kansere karşı etkilidir. Beyni güçlü tutarak, alzheimerı önler.
ZEYTİN: Özellikle zeytinin yağı mucize kaynağı olarak görülür. Vücudun ihtiyaç duyduğu omega 6 yağ asidine sahiptir. Hücre yenileyici özelliği ile cildi besleyip, güçlendirir... Zeytin ve zeytinyağı asla mutfaktan eksik edilmemeli, bolca tüketilmeli.

13 Ekim 2009 Salı

BABANIN OĞULA ÖĞÜDÜ

Bir baba, tüm ömrünün birikimleri ve tecrübeleriyle oğluna nasihat
ediyor. Keşke siyasi veya dünyevi ömrünün son yıllarında tüm babalar
bu kadar güzel nasihatlerde bulunabilseler çocuklarına!



İlginç bir BABA nasihati...

"Oğlum, Türkiye'de hiç bir zaman döviz üzerinden borçlanma.

Başbakan dahil hiç bir siyasi liderin veya bakanın demecine inanıp
işlerini onlara göre sakın düzenleme.

Hiçbir zaman acele karar verme ve verdiğin karardan kolay geri dönme,
bu davranış kendine güvenini arttırır.

Arkadaşına kefil olmak yerine, eğer imkanın varsa ona borç vermeyi teklif et.

Eğer bir mal satman gerekiyorsa mümkünse vadeli satma, peşin sat,
hatta biraz zarar etsen bile böyle yap.

Kredi kartı ile alışveriş yaparken kartını görevliye veya garsona
sakın teslim etme, bizzat sen kasaya götür, pos (kredi kartı)
cihazından geçişini izle ve makineden çıkan fişin rakamlarını kontrol
et.

Kredi kartı şifreni banka görevlisi de olsa bile kimseye söyleme ve
ATM makinesi kullanırken de çevredeki kişilere gösterme.

Hiçbir kooperatife üye olma çünkü 1990 senesinden sonra kooperatif
yoluyla ev veya arsa sahibi olmanın hiçbir avantajı kalmadı.

İş hayatı: En zor taklit edilen imza, bir defada kalemi kağıttan
kaldırmadan atılan imzadır. imzanı bu şekilde atmaya gayret et, en
büyük ve yenilmeyen tek gücün bilgi ve tecrübe olduğunu unutma...

Her kime olursa olsun kefil olacaksan ödeyebileceğin rakamdan
fazlasına kefil olma, kefalet tutarı belli olmayan sözleşmelere imza
atma, aksi takdirde her şeyini kaybedebilirsin.

İş hayatında hiç kimseye olduğundan fazla değer verme, hiç kimseyi de
küçük görme, iş yerine girerken kapıcının elini sık, hizmetlinin
hatırını sor, gerektiğinde karşılıksız yardımda bulun.

Yürüyebileceğin mesafelerde otomobil kullanma. Hiçbir zaman görevde
iken bir devlet memuruna hakaret etme, hatta ona vurmayı aklından bile
geçirme. Aksi takdirde bir yıla kadar hapis cezası alabileceğini
unutma.

Otomobil için: Otomobil satın alınırken satışı en kolay olan marka ve
modelde araç satın almaya gayret et. bu senin hazır para kaynağın
olmalıdır. Çünkü insanın büyük paraya ne zaman acilen ihtiyaç
duyacağı belli olmaz.

Otomobiline binmeden önce lastikleri, kullanırken motor
hararetini,araç tan indiğinde camları ve kapıların kilitlerini kontrol
etmeyi unutma..

Güvenebileceğin bir tamircinin telefonu her zaman yanında olsun..
Mümkünse aynı marka otomobilin yeni modellerini satın al, böylece
tamircin hep aynı kalır.

Otomobilinin periyodik bakımı ile trafik ve sigorta belgelerinin tam
ve eksiksiz olmasına dikkat et. Arabanının tüm emniyet ve güvenlik
sistemleri tam olsa bile ayrıca alarm taktır. Hırsızı caydıracak tek
şey budur.

Ev yaşamında: İyi bir avukatın, elektrik tamircisinin ve su
tesisatçısının adresi kolayında olsun. Sabah uyandığında yatağını
mutlaka topla.İş kıyafetini çorabın da dahil olacak şekilde akşamdan
hazırla, gerektiğinde çamaşır yıkamayı öğren, ancak kendi
giyeceklerinin ütüsünün tamamını her zaman kendin yap.

Çorba, pilav, makarna yapmayı, et terbiye etmeyi ve pişirmeyi mutlaka
öğren. Evin içinde cumartesi ve pazar hariç pijama veya eşofmanla
dolaşma, hatta bu günlerde bile uygun bir kıyafet giy.

Eşin, akşam yemek hazırlarken mutfaktan ayrılma yardımcı ol, yemekten
sonra sofrayı mutlaka sen topla. Mümkünse her yemekten ve tatlı
yedikten sonra dişini fırçala, yemek aralarında yediğin aperatiflerden
sonra ağzını suyla çalkala, yanında mentollü veya naneli sakızın her
zaman olsun.

Tatil yaparken: Tatile, sağlık ve eğitime harcayacağın paraya acıma.
Her yıl yeni bir tatil yöresinde tatilini geçirmeye özen göster. Bu
sana ömür boyunca kırk yada elli farklı yerde tatil yapman demektir.

Sakın yazlık alma, bu senin ömür boyunca aynı yerde ve aynı zamanda
tatil yapman anlamına gelir ki belli bir zaman sonra tad vermez.
Ayrıca bütün yıl sabit masraflar ise işin fazladan tuzu biberi olur.

Özel hayatında: Eşinle kendi aranda mesafeyi yok etme; her zaman
onunda bir özel yaşamı olduğunu unutma.

Ara sıra eşine sürpriz yap, eve çiçekle git, onu iyi bir
restoranda mutlaka akşam yemeğine götür.

Sadece; Allah'tan, evlat acısı yaşamaktan, yetim hakkı yemekten, kuru
iftiraya uğramaktan, sabırlı insanın öfkesinden, korkusuz insanın
cesaretinden ve kendi nefsinden kork...

Ben bunların çoğunu yapamadım ama sen yap...!

Baban...

30 Eylül 2009 Çarşamba

PAŞA MEHMET CEMİL KEZBAN İBRADILI BAŞLARLI

SİTEMİZ GÜZEL SİZLER DAHA GÜZELSİNİZ BAŞLAR İBRADI ANTALYA
KONYA BEBEK TOSUN PAŞA MEHMET DÜNYAYA GELDİ
IBRADININ NESİ MEŞHUR ÇÖĞRESİ NERDE YETİŞİR İBRADI DAĞLARINDA BAŞKA BAŞKA OYUNLARI HALK OYUNU İBRADI DÜĞÜNLERİ GÖRÜLMEYE DEĞER BİRDE FESTİVALİ
VARDI AMA 2010 İBRADI ÜZÜM FESTİVALİ MALESEF YAPILMADI YAPILAMADI
SAĞLIK OLSUN SÖZÜNDE ÖZÜNDE DEĞERİNDE BİR ŞEYLER YİTİRMESİNDE ONADA RAZIYIZ
SELAMLAR SAYGILAR DOST OLANLARA DOST KALMASINI BİLENLER

30 Haziran 2009 Salı

MUTLULUK MUTLU OLMAK HERKEZİN HAKKI





MUTLULUK

Dünyanın beklentisi
İnsanların aradığı
Yalnızca tek kelime
Mutluluk mutluluk

İnsanlar şu fani dünyada
Neler isterler neler
Aslında doğru değil bunlar
Onların istediği
Yalnızca mutluluk
Mutluluk



Şehit kanlarıyla yıkanmış toprağın,
Tarihe sığmaz, şerefin şanın,
Hem kışın güzeldir; hem de baharın,
Sana kurban olsun bin kere canım...
TÜRKİYEM benim, kutsal VATANIM,
TÜRKİYEM benim, canımdan canım...

Ay-yıldızlı bayrak coşturur bizi,
Bütün dünyada TÜRKLERİN izi,
Bütün âlemler bilirler bizi,
Bizde başkadır; VATAN sevgisi...
TÜRKİYEM benim, kutsal VATANIM,
TÜRKİYEM benim, canımdan canım...

Yazmışız seni kalplerimize,
Beste beste, dize dize,
Bütün Milletler hayrandır bize,
Düşmanlar her zaman gelecek dize....
TÜRKİYEM benim, kutsal VATANIM,
TÜRKİYEM benim, canımdan canım...

Aşım, toprağım, kanım...
Üzüntüm, sevincim, şanım...
Damarım, kalbim ve canım,
TÜRKİYEM senin için varım...
TÜRKİYEM benim, kutsal VATANIM,
TÜRKİYEM benim, canımdan canım...

3 Haziran 2009 Çarşamba

SUSAM


Astıma iyi gelir ve tokluk hissi verir
Özellikle simidin üzerinde görmeye alışık olduğumuz susamın daha bilmediğimiz bir çok faydası daha var...
İBN-İ SİNA'DAN ŞİFALI BİTKİLER -23-
Gazeteniz BUGÜN’den müthiş bir yazı dizisi…
Türkçe derlenmiş haliyle bir ilk…
Hekimlerin hükümdarı İbn-i Sina’dan ‘Şifalı Bitkiler’
Üniversitelerde 700 yıl ders olarak okutulan hekimlerin piri İbn-i Sina’nın 'Tıp Kanunu' kitabından bugüne kadar hiçbir yerde rastlamadığınız çok özel formülleriyle şifa bitkilerin reçeteleri…
Dr. Yaman SÖNMEZ ve Tarihçi Ahmet ALMAZ hazırladı.
Küçük tanelerdeki hazine
SUSAM
Açlığın kurtarıcısı simitten aşina olduğumuz susam, tahin pekmezle bizi sevdalısı haline getirmişse de onda bilmediğimiz nice cevherler gizliymiş. İşte susamdaki o cevherler...
Onlar ekseriya yağlı tohumlardır. Bundan dolayı kolayca küflenip, bozulmaz. Bazıları, susam yağının sevdavi yapıdakilerden başkasına etkisi olmadığını söylemişlerdir. Bunlara faydası, ısıtıcı olması ve rutubetlendirmesiyle olur. Susamın bir cinsinin adı arsimondur; kötü bir lezzeti vardır.
ÖZELLİKLERİ
Onun yağından kendisi daha etkilidir.
İÇERİĞİ
Birinci derecenin ortalarında sıcak ve sonlarına doğru rutubetlidir.
YARARLARI
Uyarıca, yumuşatıcı, normal yapıda ısıcıdır. Aynı zamanda, onun yağı ve pişmişi de aynı etkiye sahiptir. Susam gevşeticidir; yağı ağır ve kıvamlıdır; küfleri biraz zararlıdır.
ŞİŞLER
Yangılı şişleri çözer.
YARALAR
Ateş yanığına iyi gelir; yağı içilirse, balgamıve demrevi kaşıntıyı giderir. Özellikle yıkanmış sabr ve zabib (kuru incir veya hurma) ile kullanılırsa, yararlı olur.
GÜZELLİK
Taşları eritir, çözer; kan oturmalarını, morartılarını çözer, giderir. O çatlaklara, sertliklere ve sevdavi yapılara, içilirse veya haricen kullanılırsa, yararlı olur ve özellikle kabukları ayıklanmış susam şişmanlatıcıdır.
O, tüyleri uzatıcıdır; özellikle onun gövdesinin ve yapraklarının öz suyu, tüyler üzerinde etkilidir; ayrıca saç ve kılların yumuşamasını sağlar. Kepeği giderir. Onun yağının pişmişi, kaynatılarak kullanılırsa, saçları korur, kuvvetlendirir, gürleştirir.
GÖRME
Göz üzerine vurulursa, onun şişlerine iyi gelir.
SOLUNUM
Nefes darlığına ve astıma iyi gelir.
ZEHİRLENME
Yılan ve böcek sokmalarına karşı faydalıdır.
BESLENME
Mideye zararlıdır. Bulantı verir, iştihayı çeker ve yiyenlerde çabuk doyma hissi yaratır. Eğer balla yenirse, zararı olmaz. Doyurucudur. İç organların boşaltımına yardımcı olur. Kavrulmuş susamın yağı besleyicidir; susuzluk yapar; susam, kabuklarıyla birlikte yenirse, vücuttaki sıvıların akışını yavaşlatır.
DIŞARI ATAN ORGANLAR
Kolona iyi gelir. Reglin atılmasında fevkalade etkilidir. Kavrulmuş susam ve keten tohumu birlikte alınırsa, cinsel gücü ve meniyi artırır.

6 Mayıs 2009 Çarşamba





HANGİ SEBZELERİN FİDESİ YETIŞTİRİLMEZ?
Sebze türleri yetiştirme şekillerine göre birbirlerinden farklılıklar gösterirler. Soğuk ve sıcağa karşı hassas olmayan sebzelerin tohumları direk olarak tarlaya ekilir. Bu sebze türleri havuç, maydanoz, ıspanak ve bezelyedir. Diğer bir grup sebzeler ancak iklim koşulları elverişli olduğu anda direk tohum ekimi ile yetiştirilirler. Bu sebzeler soğan, fasulye, bakla, hıyar, kavun, karpuz, turp gibi sebzelerdir. Bu sebzelerin fidelerinin yetiştirilerek tarlaya dikilmesi çoğu kez masrafı kurtarmaz. Bu sebzelerde tarlaya direk tohum ekimi önem kazanır.
FİDE İLE ÜRETİLEN SEBZELER ŞUNLARDIR:
Vegetasyon devresi uzun sebzelerin fidelerinin yastıklarda yetiştirilmesi ile bitkilerin vegetasyon devreleri uzatılmış ve pazara bu sebzelerin para getirdiği erken devrede ürün çıkarılmış olur. Domates, biber, patlıcan, pırasa, lahana, karnabahar, kereviz fide ile üretimi yapılan sebzeler grubundadır. Ancak vegetasyon devresi uzun olan bu sebzelerin tohumları sanayi için yetiştirildiğinde tarlaya direk olarak ekilebilirler. Domates, kırmızı biber yetiştiriciliğinde olduğu gibi.

FİDEYİ NASIL SÖKELIM?
Fideler ister topraklı, ister topraksız olsun yastıklar 1 akşam önceden iyice sulanarak ertesi gün fidelerin kolayca çıkması sağlanır. Fidelerin tarladaki yerlerine dikilmesi bulutlu ve serin günlerde yapılır.
TARLAYA NASIL DIKELIM?
Topraksız fideler dikim için dikkatlice yerlerinden sökülerek bir kasa içerisine yerleştirilmeli ve dikilene kadar gölge bir yerde korunmalıdır. Dikimi yapacak işçi elindeki plantuvarla (dikim kazığı) işaretlenen yerdeki çukuru açmalı ve fideyi kökleri mümkün mertebe aşağıya doğru sarkacak şekilde deliğe yerleştirmeli ve ikinci bir hareketle plantuvarı deliğin yanına bastırarak toprağı fideye doğru itmelidir. Bundan amaç genç fidenin köklerinin toprakla iyice temasını sağlamaktır. Dikim sırasında fidenin kök boğazının ezilmemesine özen göstermelidir
Topraksız fidelere dikimden hemen sonra, topraklı fidelere ise daha geç can suyu verilir
CAN SUYU MUTLAKA VERİLİR
Köklerin toprakla iyice temas etmesi ve ilk gelişme devrelerinde çevrelerinde yeterince su bulabilmeleri bakımından can suyunun çok bol olarak verilmesi ve köklerin bulunduğu kısma kadar geçmesine özellikle dikkat edilmesi gerekir.
Fidelerin tarlaya taşınmasında fide kökünün topraklı olması ve kökünün topraktan çıkarma, taşıma ve dikme sırasında en az zarar görmesi verim üzerine büyük etki yapar.
FİDELERİN TARLAYA TAŞINMASI: Fideler genellikle 15-20cm boylandıklarında dikime hazır demektir. Fideler ister topraklı ister topraksız olsun bir akşam önceden iyice sulanır. Ertesi gün fidelerin kolayca çıkması sağlanır. Fidelerin tarlaya dikilmesi bulutlu ve serin günlerde yapılır. Fidelerde dikim yaparken sıra arası 80-125cm sıra üzeri 50-80cm olacak şekilde işaretlenen ve açılan çukurlara fidelerin kökleri aşağı doğru gelecek şekilde yerleştirilip hafifçe bastırılarak köklerin toprakla teması sağlanır.

Bamyabir sıcak iklim sebzesi olduğundan hava sıcaklığı 16°C toprak sıcaklığıda 15°C'nin üzerine çıkmadan ekime başlanmaz. patlıcanda19°C'nin
- biberde15°C'nin
- domateste ise 10-12°C'nin üstünde olmalıdır.

FİDEDİKİM BÜYÜKLÜĞÜ NASIL OLSUN?
- Domates için en uygunfide büyüklüğü 15-20 cm uzunluk ve bir kurşun kalem kalınlığını aldığı zamandır. Bu büyüklüğe uygun koşullarda 6 haftada ulaşırlar.
-Biber için en uygun dikim büyüklüğü, ilk çiçek tomurcuklarının görülmeyebaşladığı devredir. Bu büyüklüğe uygun koşullarda 9-10 haftada ulaşırlar.
-Patlıcan fideleri ekimden 7-10 hafta sonra dikim büyüklüğüne gelirler.
FİDEYINE ZAMAN DİKELİM?
Marmarabölgesi için dikim zamanı 15 Nisan-15 Mayıs, Ege bölgesinde ise 10-30 Nisantarihleri arasıdır. Orta ve Doğu Anadolu bölgelerinde ise dikim Mayıs-Haziranayı içinde yapılır.
FİDEDIKIMI KARIK YAMACINA VEYA SIRTINA YAPILIR
Dikimkarık usulü yapılmaktadır. Fideler karıkların sırtlarına açılan çukurlarayapılır. Dikimden hemen sonra fidelere bolca can suyu verilir. Açılan karıkların genişliğine göre değişmekle beraberdomateste tek sıra, biber ve patlıcanda ise üçgen dikim tavsiyeedilmektedir.
DİKİM MESAFELERİ FARKLIDIR
Sıraarası ve üzeri mesafeler her üç tür için farklıdır.
Domatessırık çeşitlerinde : 60 x 40 cm
" yer " : 135 x 30-50 cm
Biberçeşitlerinde : 50 x 50 cm, 60 x 40 cm
Patlıcan " : 60 x 75 cm'dir.
İKİÇAPA BİR SU DEMEKTİR
Dikimden10-20 gün sonra ilk çapa yapılarak, kök boğazları toprak ile doldurulur.1. çapadan 2-3 hafta sonra 2. çapa yapılır. Genellikle sulamadan sonra kaymak kırma, ot mücadelesi, toprağın havalandırılmasıaçısından 1-2 çapa daha yapılır.

SULAMAİKLİM KOŞULLARINA BAĞLIDIR
Sulamakarıklara su verilmesi yoluyla yapılır. Toprakta rutubetin iyi bir seviyedetutulmasını sağlayacak şekilde iklim koşulları (yağışlar) ve toprakkarakteri dikkate alınarak 5-10 günde bir yapılmalıdır. Genellikle ilkmeyveler görülünceye kadar sulamadan kaçınılmalıdır. Havalar çok kurakgiderse bir iki kez fazla olmamak koşuluyla su verilebilir. Domateste çok sıksulama verimi arttırmakta, ancak tadında bir azalmaya neden olmaktadır.
BİBERSUYU ÇOK SEVER
Özelliklebiber suya karşı çok hassastır. Biberde sulama muntazam aralıklarlave taşırmadan yapılmalıdır. Suyun göllendirildiği yerlerde solgunlukhastalıkları artmaktadır. FIDE DIKIM BÜYÜKLÜĞÜ NASIL OLSUN?
- Domates için en uygun fide büyüklüğü 15-20 cm uzunluk ve bir kurşun kalem kalınlığını aldığı zamandır. Bu büyüklüğe uygun koşullarda 6 haftada ulaşırlar.
- Biber için en uygun dikim büyüklüğü, ilk çiçek tomurcuklarının görülmeye başladığı devredir. Bu büyüklüğe uygun koşullarda 9-10 haftada ulaşırlar.
- Patlıcan fideleri ekimden 7-10 hafta sonra dikim büyüklüğüne gelirler.
FIDEYI NE ZAMAN DIKELIM?


Marmara bölgesi için dikim zamanı 15 Nisan-15 Mayıs, Ege bölgesinde ise 10-30 Nisan tarihleri arasıdır. Orta ve Doğu Anadolu bölgelerinde ise dikim Mayıs-Haziran ayı içinde yapılır.

BAHÇE TAKVİMİ BİBER SALATALIK PATLICAN FASULYE DOMATES ÇİLEK HAVUÇ
MISIR ISPANAK LAHANA PIRASA PATATES SOĞAN SARIMSAK BEZELYE MARUL KARNIBAHAR ENGİNAR

TABLODA BELİRTİLEN TARİHLER, FİDE EKİM ZAMANLARIDIR. TOHUM EKİM ZAMANI FARKLIDIR.
BU TARİHLER, HOBİ BAHÇEMİZİN BULUNDUĞU BÖLGEYE GÖRE BELİRLENMİŞTİR.

ASLINDA HER SEBZE HER AY EKLENEBİLİR. VERİMLİLİK VE HASAT ZAMANI AÇISINDAN İDEALİ YUKARIDAKİ TARİHLERİDİR.

İŞARETLİ OLANLAR HER AYDA EKİLEBİLİR VE BİR KEZ EKMEK YETERİLİDİR.

BAHÇENİN ÜZERİNİ BASİTÇE NAYLONLAYARAK, UFAK BİR SERA ELDE EDİLİP, KASIM AYINDA BAZI SEBZELER EKİLİP, BAHARDA TOPLANIR. YERİNE YAZLIK SEBZELER EKİLİR.
OCAK AYINDA BAHÇEMİZ

Bu ayda ağaç dikimi ve budama işleri yapılır. Ilıman bölgelerde güller budanır. Gübrelenip çapalanır. Sökülüp başka yere dikilecek ağaç vs. gibi bitkilerin yeri bu ayda değiştirilir. Güzel havalarda bahçede genel temizlik yapılır. Budama artıkları, kuru yaprak ve çer çöp toplanıp yakılır veya bahçeden uzaklaştırılır. Hastalık yapan mantar ve böcek yumurtaları böyle artıklarda yuvalandıkları için bu şarttır. Toprağın tavlı olduğu zamanlar çiçek yatakları hazırlanır.Sebze bahçesi sonbaharda kazılmamışsa bu ayda başlanır. Soğuktan zarar görebilecek bitkilerin köklerini yaprak kom postu veya gübre ile örtülür. Bazı yerlerde hava bu işlere imkân vermeyecek kadar sert olsa bile yapılacak iş vardır. Öncelikle bir bahçe planı yaparak bu yıl hangi sebze ve çiçekleri ekeceğimizi, bahçemizde yapmayı düşündüğümüz değişiklikleri tespit edebiliriz. Planlı yapılan işler daha az yorucu olur ve bizler işten fazla bunalmadan bahçemizde geçireceğimiz keyifli zamanları uzatabiliriz.

ŞUBAT AYINDA BAHÇEMİZ

Her ne kadar kış şartları hüküm sürse de şubat ayı özellikle ılıman bölgelerde bahar belirtilerinin görülmeye başladığı bir zamandır. Bahçelerde safran, kardelen ve nergisler açmaya başlar. Sümbül ve laleler toprak yüzüne çıkar. Ağaçlarda uyanma işaretleri görülür. Bahçeleri ot sarar. Sebze yatakları gübrelenir ve irice bellenerek bırakılır.Ot mücadelesi bu ayda başlar. Çiçek ve sebze yataklarında çıkan otlar uygun havalarda temizlenir. Çimler esnek çim tırmığıyla kış boyu biriken kuru yaprak ve yosunlardan temizlenir. Kuru bir havada çim makinesiyle şöyle bir alınırsa hem kalan çer çöp ten kurtulur, hem de forma girer. Birçok çiçek ve sebze tohumu şubatta ekilir Turfanda sebze için biber, patlıcan tohumları..Bunlar oda ısısında ekilir. Tohumlar çimlendikten sonra daha serin bir yere alınır. Domates tohumu daha geç ekilir.(mart ayında) Bahçe işlerini vaktinde yapmak hem istediğimiz verimi almamızı sağlar, hem de fazla bunalıp yorulmamızı önler.

MART AYINDA BAHÇEMİZ


Mart ayının gelişiyle beraber toprak ısınır, ağaçlara su yürür. Bahar çiçekleri birbiri ardına görünür. Ilık havalara aldanan badem ve erikler gelin gibi çiçeğe donanır. Bu ay her ne kadar kışı aratmayan soğukları ile ünlüyse de bahar artık bütün güzelliğiyle gelmek üzeredir. Bahçe ve çiçek severler için mart ayı sezon açılışı demektir. Kıştan kalan işler bitirilir. Yaz mevsimi için ilk hazırlıklar yapılır. Erken ekilecek çiçek ve sebze yatakları iyice işlenir. Çimler biçilmeye başlanır. Gecikmiş budama ve fidan dikim işleri bir an evvel sonlandırılır. Kışın kuruduğu fark edilen dallar kesilir. Gübreleme işleri tamamlanır. Yabani otlarla mücadeleye devam edilir. Özellikle kalıcı olanları kökünden sökülerek bahçeden uzaklaştırılır. Bu ayda soğan, sarımsak arpacıkları, patates ve yer elması yumruları ekilir. Kereviz, pancar, lahana, karnabahar, havuç, pırasa, soğan, yazlık ıspanak, pazı, marul, roka, tere ve maydanoz tohumları ekilir. Sonbaharda ekilmemişse bakla ve bezelye de ekilebilir ancak çok fazla ürün vermezler. Domates tohumu mart sonuna doğru dışarı ekilebilir. Erken ürün almak için birçok yaz sebzesi şubat-mart aylarında kapalı ve ısıtılmış bir yerde ekilir. Biber, patlıcan, salatalık, sakız kabağı, kavun ve karpuz tohumları böyledir. Çimlenmek için ortalama 18 derece ısıya ihtiyaç duyarlar. Geç ekim yapılacak sebze yatakları kazılır ancak şimdiden fazla işlenip inceltilmez. Aksi halde yağan yağmurlarla toprak sertleşir, yeniden bellemek gerekir.

NİSAN AYINDA BAHÇEMİZ

Sebze bahçesi artık düzenini almış olmalıdır. Daha önce ekilen maydanoz, ıspanak, marul, soğan gibi yeşillikler kuru havalarda düzenli sulanır. Yazlık ıspanak, marul, roka ve tere tohumları her 10 günde bir azar azar serpilerek hasat süresi uzatılır. Ay sonuna doğru fasulye, mısır, kabak, salatalık tohumları ve yazlık fideler ekilmeye başlanır. İklim ve hava durumuna göre ekim zamanı değişebilir. Kapalı yerde yetiştirilen sebze fideleri dikimden önce bir kaç gün suyu azaltılarak ve gündüzleri açık havaya çıkarılarak kuvvetlendirilir. Bahçedeki yabani otlar da büyümeden ayıklanmalıdır.

MAYIS AYINDA BAHÇEMİZ

Mayıs ayı bahçelerimizi kışa kadar sürecek bir dönemi yapılandırdığımız bir zaman olmalıdır. Çiçek ve sebze bahçeleri son şeklini almalı, çimlere gerekli bakım yapılmalıdır. Ayrıca artık bahçenin düzenli bir şekilde sulanması gerekir. Ot mücadelesi ihmal edilmemelidir. Sebze bahçesinde domates patlıcan ve biber gibi yazlık fidelerin ekimi tamamlanır. Saksıda yetiştirilen salatalık, kabak, kavun ve karpuz fideleri asıl yerlerine dikilir. Bunlar bahçeye tohum olarak ekilecekse tam zamanıdır. Fasulye, bamya, mısır tohumları da artık ekilebilir. Mısır tohumları 15 gün ara ile birkaç postada ekilmelidir. Böylece mevsim sonuna kadar daima taze mısır yeme imkânı olur. Fasulyeler ve sakız kabağı da körpe sebze için iki veya üç kerede ekilebilir. Aslında her sebzenin değişik zamanda olgunlaşan türleri vardır. Böyle tohumlar bulunabilirse çok iyi olur. Fideler tuttuktan bir süre sonra sebze bahçesinde çapa işleri başlar. Sulama işleri de artar. Yenecek otlar bolca sulanmalıdır. Yeni fideler ise fazla su istemez. Meyveye duruncaya kadar ihtiyatlı sulanmalıdır. Aksi takdirde çoğu yeşile kaçar veya çiçek döker. Kabak, salatalık, fasulye ve domateslere mantar ilacı( fungicide) yapılır. Tırtıl ve salyangozlar varsa toplanıp yok edilir. Sağlık açısından çok gerekmedikçe böcek ilacı kullanılmamalıdır. Bahçede bakla ve bezelye gibi sonbahardan ekilmiş sebzelerin tam hasat zamanıdır. Sebzeler kartlaşmadan toplanır ve hemen arkasından bitkilere su verilir. Sebze bahçelerine yer yer çiçek ekilmesi göz okşayıcı olduğu kadar çok ta faydalıdır. Özellikle kadife çiçeği döllenmeyi sağlayan böcek ve arıları davet ederek üründe artış sağlar. Bazı zararlı böcekleri ise kokusuyla uzaklaştırır.

HAZİRAN AYINDA BAHÇEMİZ

Bu mevsimde bitkiler hızla büyüyerek fazla miktarda suya ihtiyaç duyar. Yağışlar da azaldığı için sulama büyük önem kazanır. Sulama konusunda yapılacak en büyük yanlış bitkilere az ve sık su vermektir. Özellikle kalıcı bitkiler, çim ve sebzelerde toprağın sadece üstünü ıslatarak değil toprağın belli bir derinlikte suyu emmesi sağlanarak düzenli aralıklarla sulanmalıdır. Aksi halde kökler yüzeye yayılır ve derine inemez. Bitki dayanıksız ve verimsiz olur. Sulama sabah erken veya akşamın geç saatlerinde yapılabilir. Mantar hastalıkları yaygınsa sabah sulaması daha iyidir. Ayrıca her türlü bahçe bitkisine malç yapılabilir. Böylece su kaybı büyük ölçüde önlenmiş olur. Sebzeler ise yaprak yanığı ve yukarıdaki hastalıklar için aynı şekilde koruma amaçlı ilaçlanır. Böcek ilaçları ise ancak görüldükleri zaman zararlının cinsine göre kullanılmalıdır. Bu konuda ilaç satın alınan yere danışmak iyi olur. Bu ayda gecikmiş fide dikimleri bitirilir. Lahana, kereviz gibi kış fideleri ekilir. Yazlık kıvırcık, roka, soğan gibi yeşillikler de ara ara ekilirse iyi olur. Bakla, bezelye gibi sebzeler ürün vermeleri biter bitmez sökülür. Yerlerine farklı cinslerde sebze ekilebilir. Baş tutan sarımsak ve soğanlar fazla sulanmaz. Daha önce ekilmiş domates, patlıcan, biber fideleri, fasulye, kabak, salatalık gibi tohumların çapa işleri bitirilir. Salatalıklara çardak yapılır. Domates ve fasulyeler sırıklanır. Domateslerde koltuk alma işleri tamamlanır. Yabani otlar devamlı temizlenmelidir. Sulama işleri yoğunluk kazanır.
--
TEMMUZ AYINDA BAHÇEMİZ

Temmuz ayında en önemli bahçe işi sulamadır. Sıcaklarda gelişimini sürdürebilmek için çiçekten, ağaca bütün bitkiler bol ve düzenli su ister. Doğru ve yararlı sulamanın bazı altın kuralları vardır. Hangi bitki olursa olsun doyuncaya kadar su verilmeli, iki sulama arasında toprağın kuruması beklenmelidir. Bu şekilde kökler suya doyar ve güçlenerek yayılır. Bitkiler sağlıklı gelişir. Sadece toprağın yüzeyini ıslatmak bitkiye faydadan ziyade zarar verir. Su daha köklere ulaşmadan buharlaşacağı için bitkiler iyi gelişemez ve dayanıksız olur. Sulama zamanı da çok önemlidir. Sabah güneş çıkmadan veya akşam serinliğinde sulama yapılması uygundur. Sabah sulaması daha iyidir. Akşam sulamasında toprak henüz günün ısısını taşıdığı için soğuk su verildiğinde bitkiler şok yaşayabilir. Ayrıca gece boyu ıslak kalan bitkiler mantar hastalıkları için uygun bir ortam sağlar. Sebze ve çiçek yataklarında çabucak üreyen yabani otlar büyümelerine fırsat verilmeden yok edilmelidir. Kalıcı otlar mutlaka köküyle sökülmelidir. Bu ayda yaz sebzeleri bol ürün verir. Bahçemizde sebze yetiştirmenin bir avantajı da ürünün ticari büyüklüğe ulaşmasını beklemeden en taze ve körpe haliyle tadabilme lüksüdür. Genelde önce sebzeler toplanır, daha sonra sulama yapılır. Meyveye duran sebzelere zaman zaman gübre şerbeti verilmesi verimi çok arttıracaktır. Çeşitli mantar hastalıklarına karşı sebzelerin 2 haftada bir ilaçlanması bitkilerin ömrünü uzatacaktır. Salatalık, kabak ve domates bu konuda en hassas sebzelerdir. Biber ve patlıcan pek ilaç istemez. Özellikle sonbaharı ılık geçen bölgelerde turfanda sebze yetiştirmek için bu ayda yeniden ekim yapılır. Kısa ömürlü sebzelerden salatalık, sakız kabağı, fasulye, mısır ekilebilir. Marul, ıspanak, havuç ve kışlık turp tohumları ekilir. Lahana, brokoli, kereviz, pırasa ve karnabahar gibi sebzeler fidelenir. Meyveye duran karpuz, kavun ve balkabağı mümkün olduğu kadar sulanmamalıdır. Böylece daha lezzetli meyveler elde edilir. Domateste de aşırı sulama meyvelerin lezzetini etkiler. Seyrek ama doyasıya sulamalıdır.

AĞUSTOS AYINDA BAHÇEMİZ

Bütün bitkiler düzenli olarak sulanmaya devam edilir. Yabani ot temizliğine devam edilir. Havada rutubet artışı ile beraber mantar hastalıkları çoğalır. Bu yüzden özellikle güller ve sebzelere her iki haftada bir mantar ilacı (Fungicide) püskürtülmelidir. Hastalıklı meyve, sebze ve yapraklar, fide artıkları derhal bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Sebze bahçelerinde ürün alabildiğine bollaşır. Sebzeleri taze tüketimin yanı sıra dondurarak, konserve, turşu ve salça yaparak değerlendirmenin tam zamanıdır. Yaz sebzelerinde hasat zamanını uzatmak için yapılacak işlemler: Yağışsız havalarda düzenli sulama yapılmalıdır. ( İstisna olarak karpuz, kavun ve tatlı kabakları çok gerekmedikçe sulanmaz) Mantari hastalıklarına karşı ilaçlama, ( her 2 haftada bir, aşırı yağış olursa daha sık olabilir) Sebze düzenli olarak toplanmalıdır. Sebzeler toplandıktan sonra verilen gübre şerbeti ürünü çok arttırır. Kış sebzeleri ekilmeye devam edilir. Lahana ve karnabahar fideleri yaz sebzelerinin aralarına ekilebilir. Ispanak, marul, kıvırcık roka gibi yeşillik tohumları 10 - 15 gün aralıklarla ekilir.

21 Nisan 2009 Salı

ZEYTİNİN BİLİNMEYEN FAYDALARI


Kahvaltı masalarının vazgeçilmezi olan zeytininin faydalarını biliyor musunuz? İşte şaşırtan mucizeler...
*Zeytinyağı hipertansiyon gibi hastalıklara karşı etkili sonuçlar veriyor.
*A, D, E ve K vitaminleri açısından çok zengin içerikli.
*Zeytin ve zeytinyağında hücre yenileyici ve yaşlanmayı geciktirici ‘’Oleuropein’’ maddesi bulunuyor. Bu madde başta ABD olmak üzere birçok gelişmiş ülkede kansere karşı yapılan ilaçlarda kullanılıyor.
*Zeytinyağını diğer bitkisel yağlardan ayıran en önemli özellik, oleik asit zenginliği. Bu asit özellikle meme kanserini tetikleyen (Her-2/ Neu) veya (ERB B-2) kötü genlerini durdurma özelliğine sahip.
*Sindirim sistemi hastalıklarına da zeytinyağı öneriliyor. Çünkü, bu yağ tamamen doymamış yağ asitleri içeriyor. Böylece bu asitler vücutta biriken toksinlerin dışarı atılmasını sağlıyor.
Güzelliğe de etkili
* Zeytinyağı en doğal kozmetik malzemesi.
*Zeytin egzamayı ve saçların dökülmesini önlüyor.
*Banyodan sonra cilde zeytinyağı ile masaj yapılırsa hücrelerin yenilenmesi sağlanıyor.

10 Şubat 2009 Salı

Sağlığımıza en faydalı bitkiler yiyecekler (HANGİ HASTALIĞA İYİ GELİR)






Bu ürünle damarlarınızı yenileyin
Damar hasarını gidererek kalp krizinin önüne geçiyor.

İngiliz yayın kuruluşu BBC’ye göre, araştırmayı yürüten Warwick Üniversite’sinden ekip, brokolide bulunan sulforafen adlı bileşenin istenen sonucu verdiğine inanıyor.

Haberde, bu bileşenin, damarları koruyan enzimlerin üretimini artırdığı ve önemli hücre hasarına neden olan yüksek düzeydeki moleküllerde azalmaya yol açtığı kaydedildi.

BBC, brokoli türü yiyeceklerin kalp krizi ve inme riskini azaltmaya yardımcı olduğuna ilişkin bilgilerin daha önceden varolduğunu belirtti.

Uzmanların önerdiği 10 mucize yiyecek..
06 Ağustos 2008 / 16:33
Amerikalı beslenme uzmanı ve yazar Dr.Johnny Bowden'in hazırladığı sağlıklı besinler listesi tam size göre. Bu yiyecekleri sofranızdan eksik etmeyin

Şalgam: Adeta kırmızı ıspanak gibidir. Doğal kırmızı pigmentleri vücut direncini artırır. Şalgam ısıtıldıkça antioksidan etkisi azalır. Mümkünse çiğ olarak doğrayın ve salatanıza katın.

Lahana: Sülfarofan gibi çok sayıda besleyici ve bağışıklık sistemini güçlendirici madde içerir. Burgerler ve sandviçlerinizin içine bile koyabilirsiniz.

Pazı: Karotenoidler bakımından zengin bu bitki, gözlerde yaşlanmadan kaynaklanan tahribatı azaltır.

Tarçın: Kan şekeri ve kolesterol seviyelerini düzenlemeye yardımcı olur. Çay veya kahvenizin üstüne bir miktar serpip içebilirsiniz.

Nar suyu: Antioksidanlarla dolu bu gıda, tansiyonunuzu düşürecektir. Nar suyunuGünde bir bardak için.

Erik kurusu: Taze erik tadında olmayabilirler ama antioksidan bakımından zengindirler.

Kabak çekirdeği: Kabağın en besleyici kısmıdır. Magnezyum ve yüksek seviyede mineraller içerir.

Sardalya: Konservedeki sağlıklı besin. Omega-3 bakımından zengin ve hiç kurşun içermeyen bir besin maddesi. Kalsiyum ve magnezyum ve yararlı mineraller bakımından çok zengindir ve B vitamini deposudur. İster salatanıza katın, ister sandviç olarak yiyin, isterseniz hardal ve soğanla birlikte tabakta servis yapın.

Safran: Baharatların süperstarıdır. Her türlü sebze yemeğine katabilir veya omlet ve yumurtanızın üstüne koyabilirsiniz. Ateş düşürücü ve vücut direncini artırıcı etkilere sahiptir.

Dondurulmuş yabanmersini: Dondurma işlemi bazı sebze ve meyvelerin besleyici değerlerini azaltır. Ama markette gözünüze çarparsa bu meyveyi pas geçmeyin.

Adaçayı: Kalp krizi riskini azaltır. Aşırı terlemeye neden olan hastalıkları giderir. Kramp, omurilik rahatsızlığı, beze ve sinirsel titremelerde mucize etkileri vardır. Böcek sokmalarına karşı ısırılan bölgeye adaçayını toz olarak uygulamanız önerilir.

Ceviz: Damar koruyucu, ishal kesici, cildi temizleyici, siğil giderici, mantar hastalıklarında etkili, tümör engelliyici ve bağışıklık sistemini koruyucu özellikleri bulunmaktadır. Ceviz kanın pıhtılaşmasını önler, kan dolaşımını
düzenler... Karaciğer için de çok faydalıdır...

Ihlamur: Gribal enfeksiyonların yanı sıra güzellik ve ciltteki lekelere karşı da
mucize etkileri vardır. Cilt lekeleri için iyice kaynatılıp, leke olan kısma sürülmesi öneriliyor. Bunun yanında strese karşı da ıhlamuru mutfağınızdan eksik etmeyin.

Hindiba: Safra kesesi ve karaciğer hastalıklarında mucizeler yaratır. Kronik karaciğer iltihaplanmalarına karşı tedavi edici özelliği vardır. Şeker hastalığına da iyi gelmektedir. Bunun yanı sıra deri kaşıntıları ve sivilcelere karşı da şaşırtıcı derecede etkilidir...

Karabaş otu: Ağrıları dindirir, kalbe kuvvet verir... Özellikler sigara kullananlar için belirtelim, balgam sökücü özelliği vardır. Uyuşukluk gideren bu bitki zindelik kaynağıdır. Sara ve beyin hastalıklarının tedavisinde de
kullanılır.

Kereviz: Huysuz ve asabi biri misiniz ? Kereviz tüketin. Sakinleştirici özelliği var. Böbrek için çok yararlı, kanı temizliyor, kilo almayı önlüyor ve cinsel gücü artırıyor

Kuşburnu: Hangi vitamini ararsanız var. Grip ve soğuk algınlığı için bire bir. Kabızlak için de çare... Yorgunluk ve halsizlik için önerişiyor. Kan yapıcı ve tansiyon düzenleyici özelliği ile mutfaktan eksik edilmeli.

Maydanoz: Bir tutam maydanoz vücudun günlük C vitamini ihtiyadcının tamamını karşılıyor. Toksinleri vücuttan atıyor, kanı temizliyor, kansızlığa, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi geliyor...

Meyan kökü: Balgam söktürücü özelliği olan bu bitki mide ülseri tedavisinde kullanılır. Böbreküstü bezlerini çalıştırdığı gibi kramp girmelerinde de çözücü etkisi vardır. Ayrıca iyi bir kabızlık gidericidir...

Nar: Narda bol miktardı antioksidan, C vitamin, demir ve potasyum var. Bir bardak nar suyunun antioksidan özelliği, iki kadeh kırmızı şarap ve 10 bardak yeşil çay ile aynı seviyede.

Semiz otu: Uzmanlar, Parkinson tedavisinde hastalarına mutlaka semiz otu salatası yemelerini öneriyor. Zihin yorgunluğu, sinirlilik ve uykusuzluğa iyi gelir. Kanı temizleyici özelliği vardır.

Pelin otu: Mideniz ile sorun yaşıyorsanız, gastrit derdiniz varsa pelin otu birebir... Bu bitki sindirimi zor besinlerin hazmını kolaylaştırıyor. Tonik etksiyle de kan dolaşımını artırarak, vücuda zindelik veriyor. Vücuda
sürüldüğünde de haşereleri uzaklaştırıyor.Mutlaka tüketmeniz gereken 15 bitki

DİKKAT DİKKAT DİKKAT DİKKAT DİKKAT DİKKAT


Kalp krizi riskine, gribe, alerjiye iyi geliyor..
Bu bitkiler, kalp krizi riskine, enfeksiyonlara, gribe, alerjiye daha birçok hastalığa iyi geliyorlar. İşte 15 mucizevi bitki...

MUTLAKA TÜKETMENİZ GEREKEN BİTKİLER

ADAÇAYI: Kalp krizi riskini azaltır. Aşırı terlemeye neden olan hastalıkları giderir. Kramp, omurilik rahatsızlığı, beze ve sinirsel titremelerde mucize etkileri vardır. Böcek sokmalarına karşı ısırılan bölgeye adaçayı yaptığını toz olarak uygulamanız önerilir.

CEVİZ: Damar koruyucu, ishal kesici, cildi temizleyici, siğil giderici, mantar hastalıklarında etkili, tümör engelleyici ve bağışıklık sistemini koruyucu özellikleri bulunmaktadır. Ceviz kanın pıhtılaşmasını önler, kan dolaşımını düzenler& Karaciğer için de çok faydalıdır.

IHLAMUR: Gribal enfeksiyonların yanı sıra güzellik ve ciltteki lekelere karşı da mucize etkileri vardır. Cilt lekeleri için iyice kaynatılıp, leke olan kısma sürülmesi öneriliyor. Bunun yanında strese karşı da ıhlamuru mutfağınızdan eksik etmeyin...

HİNDİBA: Safra kesesi ve karaciğer hastalıklarında mucizeler yaratır. Kronik karaciğer iltihaplanmalarına karşı tedavi edici özelliği vardır. Şeker hastalığına da iyi gelmektedir. Bunun yanı sıra deri kaşıntıları ve sivilcelere karşı da şaşırtıcı derecede etkilidir.

KARABAŞ OTU: Ağrıları dindirir, kalbe kuvvet verir& Özellikle sigara kullananlar için belirtelim, balgam sökücü özelliği vardır. Uyuşukluk gideren bu bitki zindelik kaynağıdır. Sara ve beyin hastalıklarının tedavisinde de kullanılır.

KEREVİZ: Huysuz ve asabi biri misiniz? Kereviz tüketin. Sakinleştirici özelliği var. Böbrek için çok yararlı, kanı temizliyor, kilo almayı önlüyor ve cinsel gücü artırıyor.

KUŞBURNU: Hangi vitamini ararsanız var. Grip ve soğuk algınlığı için bire bir. Kabızlık için de çare... Yorgunluk ve halsizlik için öneriliyor. Kan yapıcı ve tansiyon düzenleyici özelliği ile mutfaktan eksik edilmemeli.

MAYDANOZ: Bir tutam maydanoz vücudun günlük C vitamini ihtiyacının tamamını karşılıyor. Toksinleri vücuttan atıyor, kanı temizliyor, kansızlığa, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi geliyor...

MEYAN KÖKÜ: Balgam söktürücü özelliği olan bu bitki mide ülseri tedavisinde kullanılır. Böbreküstü bezlerini çalıştırdığı gibi kramp girmelerinde de çözücü etkisi vardır. Ayrıca iyi bir kabızlık gidericidir.

NAR: Narda bol miktarda antioksidan, C vitamini, demir ve potasyum var. Bir bardak nar suyunun antioksidan özelliği, iki kadeh kırmızı şarap ve 10 bardak yeşil çay ile aynı seviyede. Üstelik, bu özellikleri sayesinde kalbi ilaç gibi koruyor.

SEMİZ OTU: Uzmanlar, Parkinson tedavisinde hastalarına mutlaka semiz otu salatası yemelerini öneriyor. Zihin yorgunluğu, sinirlilik ve uykusuzluğa iyi gelir. Kanı temizleyici özelliği vardır...

PELİN OTU: Mideniz ile sorun yaşıyorsanız, gastrit derdiniz varsa pelin otu birebir... Bu bitki sindirim zor besinlerin hazmını kolaylaştırıyor. Tonik etkisiyle de kan dolaşımını artırarak, vücuda zindelik veriyor. Bir önemli özelliği ise vücuda sürüldüğünde haşereleri uzaklaştırması...

SOĞAN: Mümkün olduğu kadar çiğ tüketin. Zira çiğ tüketildiğinde mideyi güçlendirir, sindirim sistemini uyarır, idrarı arttırır. Grip, nezle, gırtlak iltihabı ve öksürüğü önleyici olarak kullanılır.

ZERDEÇAL: Zerdeçal en etkin ve en yaygın kullanılan antioksidanlardan biridir. üst solunum yolu enfeksiyonu, astım, bronşit ve sinüzit tedavisinde kullanılır. Kansere karşı etkilidir. Beyni güçlü tutarak, alzheimerı önler.

ZEYTİN: Özellikle zeytinin yağı mucize kaynağı olarak görülür. Vücudun ihtiyaç duyduğu omega 6 yağ asidine sahiptir. Hücre yenileyici özelliği ile cildi besleyip, güçlendirir... Zeytin ve zeytinyağı asla mutfaktan eksik edilmemeli, bolca tüketilmeli.

9 Şubat 2009 Pazartesi

AZ YEMEKLE TOKLUK HİSSİ VEREN YİĞECEKLER (KAKTÜS)




KAKTÜS KAKTÜS ZAYIFLAMANIN SIRRI EVET BURADA Hoodia Gordonii (Hodooba), binlerce yıldır Kalahari çöl bölgesinde yetişmekte olan ve 2 metre boylarında, yapraksız, etli sulu, kalın ve yumuşak dokulu(sukulent), dev bir kaktüs türü bitkisidir.
Hoodia gordonii'nin anayurdu Güney Afrika'dan Botsvana ve Namibya'ya doğru uzanan Kalahari çöl bölgesidir. Burası Johannesburg'a 1000km mesafededir. Çölde avlanan San kabilelerinden Bushmenler yüzyıllardan bu yana ava çıktıklarında bu bitkinin sapından çiğneyerek, 3–4 gün hiçbir şey yemeden durabilirler ve bu sırada canlılıklarından hiçbir şey kaybetmezlermiş, bu şekilde adeta doğal bir diyet uygulaması yapılmış oluyor. Buradan hareketle, 2001'de, gönüllü 20 aşırı şişman insan üzerinde yapılan deneylerden mükemmel sonuç alınmıştır. Şöyle ki: Kaktüste bulunan ve 1996'da keşfedilen P57 adli bir molekül beyinde doygunluk hissi veren hipotalamus bölgesine gider ve yeme isteğini engeller. Kişilere az önce yemek yemiş olduğu duygusunu vererek bir anlamda beyni kandırır. Günlük kalori ihtiyacınızı da yüzde 30–35 oranında azaltır. Doygunluk duygusuyla beraber insanda yorgunluk, halsizlik ortaya çıkmaz, vücut enerjisi ve canlılığı da korur. Ayni şeyi glikoz da yapar ama kalori taşıyarak. Ayrıca bu kaktüs ondan 10000 kat daha etkilidir.

Tüm klinik deneylerde ve reel uygulamalarda herhangi bir yan etki ortaya çıkmamıştır.
Bu bitki sayesinde rejim ve diyet dünyasında büyük bir devrim yaşanacağı belirtiliyor. İnsanlığı bekleyen şişmanlık ve obezite tehlikesine doğal yoldan çözüm bulunması son derece sevindirici bir durum, elbette. Böylece insanlık hoodia gordonii sayesinde sentetik zayıflatıcılara para harcamaktan ve sağlıklarını kaybetmekten kurtulacak.

6 Şubat 2009 Cuma

ARABAŞINI ÖZLEDİK HEMDE NASIL ARABAŞI AMAN AMAN


ARABAŞINI ÖZLEDİK!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Kışın bitmesine daha var demeyin ömürler bitiyor zaman geçiyor. Arabaşı bu Ancak bol acılı olursa güzel olur, limonsulu ve eğer mümkünse av etiyle yapılmışı, altı kaynarken üstünde buharı tüten soğuk gecelerde içimizi ısıtan bir arabaşı çorbasını hangimiz özlemedik.
Özlemedim diyen yok değilmi, evet çorbası acısı bol ne çorba hani, içine av eti yoksa tavuk etinide koyabiliriz, pul acı büber isteğe bağlı limonunuda dök çorbayı karıştır tamam.
Hamurunuda kıvamında olsun, birazda ince sinilere dökülürse ne güzel olurya hani pişirilmesi güzelce yaptınmı, yemede yanında yat arabaşının hadi buyurun arabaşına.
KIŞI BOŞ HAFTADA BİR SOFRANIZI, ARABAŞISIZ GEÇİRMEYİN AFİYET OLSUN.

30 Ocak 2009 Cuma

KAYSININ FAYDALARI NELER NELER (BAK GÖR)


Kayısıya kanser vız gelir
Diğer SAĞLIK haberlerini okumak için tıklayınız...
İnönü Üniversitesi'nin uzmanları araştırdı: Kayısı; kanser, karaciğer yetmezliği ve alkolün zararlı etkilerine karşı vücudu koruyor.
30 Ocak 2009 04:13
Türkiye'de ilk defa kayısı araştırması yapıldı. Buna göre mucizevi meyve; kanseri karaciğer yetmezliğini ve kalp krizini önlüyor. Alkolün zararlarından da koruyor.
Cilt dostu olmasıyla ünlenen kayısının marifetleri anlatmakla bitmiyor. İnönü Üniversitesi, Malatya Kayısı Araştırma Vakfı ve Malatya Valiliği'nin işbirliği ile 4 yıl önce kayısının yararları konusunda çalışma başlattı.
Kayısı hakkında ilk kez hayvanlar üzerinde bir araştırma yapıldı. Araştırma sonuçlarına göre, kayısı sindirim sistemi kanserlerine karşı önleyici bir etki yapıyor. Karaciğeri de koruyarak, yağlanmasını engelliyor. Antioksidan niteliğindeki bu mucizevi meyve, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini de yüzde 50 oranında azaltıyor.
VÜCUT DİRENCİNİ ARTTIRIYOR
Vücut direncini de arttıran kayısı, alkolün verdiği zararları da en aza indirerek organları koruyor. Kayısının yararlarına ilişkin 4 araştırma daha sürdürdüklerini belirten Prof. Dr. Ali Otlu, kayısı ihracatı yapan şirketlerin kayısının bilimsel yararlarıyla ilgili araştırmalar için kaynak ayırmasını talep etti.

19 Aralık 2008 Cuma

YAŞLANMAYI YAVAŞLATIN


Dikkat! Yedikleriniz sizi yaşlandırıyor...
Bu besinler yaşlanmayı yüzde 70 yavaşlatıyor.
Genç kalmak istiyorsanız, işe beslenme düzeninizi değiştirerek başlayabilirsiniz. Yaşlanmada kalıtımın, çevresel faktörlerin ve yaşam şeklinin önemli bir yeri var. Ancak çevresel faktörler ve yaşam şekli bu sürecin neredeyse yüzde 70'ini etkiler.

Kalıtımsal özellikleri henüz kontrol edemediğimize göre çevresel faktörleri ve yaşam tarzını kontrol etmek önemli. Böylece genç kalmayı sağlayabiliriz. VKV Amerikan Hastanesi Uzman Diyetisyen Tuğçe Aytulu "Genç ve sağlıklı kalmak için beslenmenize dikkat edin" diyor ve aşağıdaki önerilere uymanızı tavsiye ediyor:
Her gün beş porsiyon meyve ve sebze yiyin. Bunun bir kısmını taze ve çiğ olarak tüketin.
Günlük beslenmenizde daha az yağ kullanmak koşuluyla az miktarda badem, ceviz, fındık yiyebilirsiniz.
Kızartılmış ve kavrulmuş yiyeceklerden uzak durun,
Günde 2-2,5 litre su için.
Haftada iki kez balık yemeye çalışın.

16 Aralık 2008 Salı

2009 YILI TÜM MÜSLÜMAN VE TÜRK MİLLETİNE SAĞLIK MUTLULUK BEREKET GETİRSİN




Yaşamın kaynağı .Sevgi ise sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşmak dostluk, dostluk hatırlamaksa eğer hep aklımdasınız! Yeni yılda da dostluğumuzun daha da pekişmesi ve ebedi olması dileğimle daha nice mutlu yıllara!
Mutluluk bankasının sevgi şubesinde, 2009 no'lu hesabınıza, 365 gün daha yatırılmıştır. Mutlu bir şekilde harcamanız dileğiyle.. MUTLU YILLAR...
Yine yeni bir yıl var kapımızda. 2009 yılına gireceğimiz şu günlerde istediğiniz her şeyin gerçekleşmesi dileğiyle. Geleceğinizi oluşturacak her yeni gün bir önceki günden daha güzel, isteklerinize uygun ve sizi mutlu edecek şekilde olsun! İyi Seneler!
YENİ YILDA; Hayatı tutabilmek, Sevgiyi kaçırmamak, Keşke dememek için düşlerini ikiyle çarp bu kez... Ve onları gerçekleştirecek zamanı ayır kendine... MUTLU YILLAR!!
2007 yılı acılarımızla, sevinçlerimizle geride kalacak. 2009 daha fazla umut, daha fazla sevinç, daha fazla mutluluk getirsin. Yaşamında güzel yıllar, mutlu yarınlar, gerçek dostluklar hep seninle olsun. Yeni yılın sana ve tüm sevdiklerine sağlık, mutluluk, neşe, başarı, bolca para, sevgi ve huzur getirmesini dilerim. Mutlu Yıllar!!
Bembeyaz yağan kar, ne yaşanmışsa yaşansın örter geçmişin hatalarını... Yeni bir gelecek sunar bize ve yeni bir başlangıç... Yeni yılın tüm insanlığa ve ülkemize barış, mutluluk getirmesi dileğiyle yeni yılınızı kutlarım. Her şey gönlünüzce olsun!
2009 yılı öyle bir yıl olsun ki, 2008yılının tüm olumsuzluklarını bize unutturabilsin.. İsteklerimizin gerçekleşeceği bir yıl dileğiyle..
Yeni bir yıla girerken sevgi ve barış diliyorum. Savaşların, acıların ve felaketlerin, geçip giden koca bir yıl gibi geride kalması umuduyla.. Nice Yıllara!
Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu, yine de sevgi dolu nice yıllara!
2009 yılında da hiç ümitsiz kalmaman ve hayallerine kavuşman dileğimle. İyi ve sağlıklı seneler!
Yeni yıl bizlere kutlu olsun.. Yeni yıl sizlere de kutlu olsun.. Sağlık, başarı ve mutluluk dolu olsun..
Yeni yılda, her şeyin gönlünüzce olmasını diler, tüm beklentilerinizin gerçekleşmesini temenni ederim. Mutlu yıllar...
En kötü günümüz hiç gülmediğimiz gündür. Yeni yılın dolu dolu ve geniş en içten gülümsemelerle dolu geçmesi dileğiyle mutlu yıllar..
Yeni yılın sana neşe ve mutluluk getirmesi dileğiyle ..en içten sevgilerimle..
Daha iyi yıllara, hep birlikte, elele.. MUTLU YILLAR !!!

Şeker gibi tatlı, rüya gibi güzel bir yıl geçirmenizi diliyorum.. iyi yıllar

15 Kasım 2008 Cumartesi

YENİDEN BAŞLAMAK HAYATA YENİDEN BAŞLAMAK (Hayatı Yeniden Yaşayabilseydim)



HAYATIM ANTALYA İBRADI (AYDINKENT) İLÇESİ VE KONYA İLİNDE YAŞAMAKLA GEÇİYOR.....

Eğer hayatımı yeni baştan yaşayabilseydim o yaşamda daha çok hata yapardım.

O kadar mükemmel olmaya çalışmazdım... daha çok dinlenirdim.

Bu yaşamda, onca ciddiyetin arasında yapamadığım kadar eğlenirdim. o kadar temiz kalmazdım.

Daha fazla riskler göze alır,

Daha çok gezer,

Daha çok günbatımı seyrederdim,

Daha çok dağa tırmanır,

Daha çok nehirde yüzerdim gitmediğim daha çok yere giderdim.

Daha çok dondurma, daha az bezelye yerdim.

Daha çok gerçek sorunlarım, daha az sanal sorunlarım olurdu.

Ben yaşamın her dakikasını gerçekçi ve kitabına uygun yaşayan insanlardan biriydim.

Elbette mutluluk anlarım da oldu. ama geriye dönüp, baştan başlayabilseydim çok daha fazla iyi anlarım olurdu.

Çünkü, eğer bilmiyorsanız, yaşam bundan ibarettir, anlar, yalnızca anlar...
"şimdi"yi sakın kaçırma.

Ben, yanında, termometre, bir şişe su ve paraşüt olmaksızın asla bir yere gidemeyen insanlardan biriydim.

Eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, çok daha hafif gezerdim.

Eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, baharın başlamasıyla birlikte ayakkabısız yürümeye başlar, sonbahar bitimine değin çıplak ayakla devam ederdim.

Bilinmeyen daha çok yola sapar, güneşin doğuşunu daha çok seyreder, daha çok çocukla oynardım yalnızca bu yaşamda bir şansım daha olsaydı.

Gel gör ki, işte 49 yaşındayım ve biliyorum ki, artık bir gün öleceğim........

9 Kasım 2008 Pazar

KIZILCIĞIN KAHANETLERİ


Bu ağacın kendi de meyvesi de şifa kaynağı
Uyuyamayan ve böbreğinde taş olanlar mutlaka için.
Uzmanlar kızılcık meyvesinin yaprağı, ağacının kökü, gövdesi ve kabuğuyla adeta bir şifa kaynağı olduğunu, kızılcık meyvesinin yaşam kalitesini yükselttiğini ve uyku problemi yaşayanlara iyi geldiğini vurguladı. Hava karardıktan sonra beyinde salgılanan melatonin adlı hormonun yaşam ritmini arttırdığına dikkat çeken uzmanlar bu hormon eksikliğini yaşayan kişilerin melatonin ilaç takviyesi yapabileceğini kaydetti. İşte uzmanların dilinden kızılcık meyvesinin faydaları:

"Melatonin ilaçlarının bir çoğu kızılcıktan yapılır. Uyku sorunları olan kişiler gece yatmadan önce bir bardak kızılcık suyu içmelidir. Kan pıhtılaşmasını düzenler. Kızılcık kabuğu ateş düşürücü ve güçlü bir ishal kesicidir. Özellikle idrar yolu enfeksiyonu geçiren bayanların bu sorununa yardımcı olur. İdrardaki asit miktarını arttırır, böbrek taşlarının tedavisinde kullanılır. İdrardaki ağır kokuları da giderir." MEHMET UZUN İBRADI ANTALYA TÜRKİYE ASYA AVRUPA DÜNYA

14 Ekim 2008 Salı

Reçel kanser hücrelerini engelliyor


Reçel kanser hücrelerini engelliyor
Yapılan araştırmalar, reçelin kanseri önlemede önemli rol üstlendiğini ortaya koydu.
içinde bulunan 'pektin' isimli madde kanser hücrelerinin oluşumunu hızlandıran 'galektin-3 (gal 3)' proteinini çepeçevre sararak kanser hücresi oluşumunu yok ediyor.
Norveç'teki Gıda Araştırmaları Profesörü Vic Morris de bu tezi onaylayarak reçelin kanseri alt ettiğini onayladı. Konuyla ilgili olarak:
"Reçel yerseniz faydasını göreceğinize inanıyorum" yorumunu yapıyor.
Pektin tozunun ayrıca prostat kanseri hücrelerini de öldürdüğü son araştırmalarda ortaya çıkan sonuçlar arasında yer alıyor.
Bu ürünü kahvaltınızdan eksik etmeyin
Prostat, kolon ve akciğer kanserine karşı çok etkili...
İngiliz bilim adamları reçel ve jöle yapımında kullanılan pektin maddesinin pek çok kanser türünün ilerlemesine engel olduğunu ortaya çıkardı. İngiliz Gıda Araştırması Enstitüsü’nün gerçekleştirdiği çalışmaya göre pektin, vücuda prostat, kolon ve akciğer kanser hücrelerini büyük oranda öldüren moleküler parçacacıklar salıyor.
Pektin bu sayede kanserin vücutta ilerlemesine de engel oluyor. Uzmanlar bol şekerli olduğu için reçel ve jöle tüketiminde dikkatli olunması uyarısında da buluyor. Pektin’in ayva gibi bazı meyvelerde de bulunduğuna dikkat çekiliyor.

7 Ekim 2008 Salı

2008 SONBAHAR MEHMET UZUN ( KONYA )




Depresyon mevsimi: Sonbahar
Yaz rahatlığının yerini çalışma yükümlülüğüne bırakması, günlerin kısalması, havaların serinlemesiyle ortaya çıkan, "libido azalması, sıkıntılı, çaresiz, neşesiz, sinirli ruh hali, uykusuzluk, yorgun ve bitkin uyanmaya"nın sonbahar depresyonunun habercisi

Yaz rahatlığının yerini çalışma yükümlülüğüne bırakmasıyla sosyal yaşama adapte olma zorunluluğu insanlarda ruhsal sorunlar yaratabiliyor. Günler kısalıyor, yapraklar dökülüyor, güneş daha az görünüyor, havalar serinliyor, iş hayatı, okul hayatı derken insanlar "sonbahar depresyonu" giriyor.

Psikiyatrist Doç.Dr. Arif Verimli, sonbahar-kış aylarında kimi insanlarda negatif duyguların ön plana çıkabildiğini, depresyon gibi hastalıklarda ise artış görülebildiğini söyledi. "Ruh hali" denildiğinde daha çok insanın duygu durumunun anlaşıldığını belirten Verimli, kış aylarına girmeye başlanılan sonbahar aylarında genellikle insanların, kendilerini isteksiz, yorgun, yeterince dinlenmemiş hissettiklerini kaydetti.

Verimli, sonbahar aylarında, yeniden gürültülü bir çalışma hayatına girecek insanların isteksizliğine "sonbahar depresyonu" denildiğini söyledi. Doç.Dr. Verimli, toplumda genciyle, yaşlısıyla, çalışanı ve çalışmayanıyla fazla bir enerji harcama, gerginlikle birlikte biraz daha neşe kaybı görüldüğünü belirtti. Verimli, yazın parlak güneş ışığının yavaş yavaş kaybolmaya başlaması ve günlerin kısalmasının bu depresyonun yaşanmasında etkili olduğunu dile getirdi.
Cinsel istek azalması, sıkıntılı, çaresiz, neşesiz, sinirli ruh hali, boşluktaymış hissi, uykusuzluk çekme, yorgun ve bitkin uyanma, davranışlarda yavaşlama duygusunu depresyonun belirtileri arasında sayan Verimli, özellikle sonbahar aylarında bu belirtilere daha sık rastlandığını, kimi insanların ise "sonbahardan sonbahara" depresyona girdiğini, bunların sayısının ise az olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Verimli, genellikle insanların kışın getirdiği zorluklarla ilgili zihinsel uğraşlara başladığı bu dönemden kadınların daha çok etkilendiğini ifade etti. Arif Verimli, bu ruhsal durumdan sıyrılabilmek için ciddi zihinsel yenilenme yapılması gerektiğini söyledi.